Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması düşüncesiyle ortaya çıkan hareketler, Antik Mısır döneminden beri devam ediyor. Büyük grevlere ve protesto gösterilerine sahne olan bu hareketler; çoğunlukla emek sömürüsü, seçme ve seçilme hakkı, eğitim eşitliği, kadın cinayetleri gibi konulara çözüm arayışının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. İşte dünyanın en önemli kadın hareketleri ve sonuçları!
19. Ek Maddenin Kabulü – 1920
Oy hakkı, tarih boyunca kadın hareketlerinin odaklandığı konuların başında geldi. Ancak bunlardan çok azı 19. ek maddenin kabulü gibi istenilen sonuca ulaşılmasını sağladı. Amerika Birleşik Devletleri Kongresi, 18 Ağustos 1920 tarihinde ilgili maddeyi onaylayarak “Birleşik Devletler vatandaşlarının oy kullanma hakkı, Birleşik Devletler ya da herhangi bir eyalet tarafından cinsiyet nedeniyle reddedilemez ve kısaltılamaz.” fikrine resmiyet kazandırdı. Anayasadaki bu değişiklik, kadınların oy hakkı elde edebilmesi amacıyla yaptığı çalışmalara önderlik ettiği için Susan B. Anthony’nin adıyla anılmaya başlandı. Ek madde, aslında tüm ırklardan kadınları kapsıyordu. Ancak Afroamerikalı kadınların, özellikle güney eyaletlerinde oy kullanabilmeleri için 1965 yılına kadar mücadele etmeleri gerekti.
Bitmeyen Cuma – 1975
Takvimler 24 Ekim 1975 tarihini gösterdiğinde, İzlanda’da kadınlar tarihin en çok ses getiren grevlerinden birine imza attı. İş yerlerindeki eşit olmayan çalışma koşullarını protesto etmek amacıyla çalışma alanlarını ve evlerini terk ettiler. Bu durumun doğal bir sonucu olarak da hava yolları şirketleri, gazeteler başta olmak üzere çoğunlukla kadınların istihdam edildiği yerlerde işler bir anda durma noktasına geldi. Hatta eşleri evi terk ettiği için çoğu erkek çocuklarını iş yerlerine götürmek zorunda kaldı. Tarihe “Bitmeyen Cuma” adıyla geçen bu grev, bir yıl sonra İzlanda Cinsiyet Eşitliği Konseyi’nin kurulmasına önayak oldu. Ayrıca toplumda cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik yasalar yürürlüğe girdi.
HeForShe – 2014
Dünyada kadın hareketleri, tarih boyunca genelde halk arasından çıkan tek bir birey ya da topluluk tarafından başlatılan mücadeleler oldu. Ancak 2014 yılında Birleşmiş Milletler’in desteğiyle başlatılan HeForShe Kampanyası, bu genellemenin dışındaydı. Kampanyanın amacı, her iki cinsiyetten insanları değişimin aracıları olarak bir araya getirmek ve kadın haklarına yönelik olumsuz klişelere karşı harekete geçmeye teşvik etmekti. Tanıtım konuşmasını Emma Watson’ın yaptığı kampanya, cinsiyet eşitsizliği ile ilgili farkındalık yaratma hedefini tanıtımından yalnızca üç gün sonra ulaştı. 100 bin erkek, kadınlarla dayanışma içerisinde olma çağrısına olumlu cevap vererek çeşitli aktivitelerde görev aldı.
#MeToo – 2017
2017 yılında başlayan #MeToo Hareketi, sosyal medya aracılığıyla etkisini tüm dünyada hızlıca hissettirdi. Hareketin başlamasına neden olan olaylar zinciri, Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein’e yöneltilen cinsel saldırı iddialarıydı. Alyssa Milano önderliğinde bir anda yükselen hareket, başta iş yerleri olmak üzere gündelik yaşamın her alanında cinsel saldırı ve tacize maruz kalan kadınların seslerini yükseltmelerine yardımcı oldu.
İspanya Kadın Grevi – 2018
İspanya’da 8 Mart 2018 tarihinde ilk defa düzenlenen ve sonraki yıl tekrarlanan kadın hakları hareketi, cinsiyet eşitsizliğine güçlü bir başkaldırı niteliğindeydi. Grevler sırasında iş yerlerinde ve evin içerisinde kadınların ikinci plana itilmesinin yanı sıra erkekler tarafından işlenen cinayetler konusunda da farkındalık yaratılmaya çalışıldı. Çok sayıda sendika, toplam 6,8 milyon kişinin katıldığı ve ülke içerisindeki 120 farklı yerde gerçekleştirilen eylemler sonucunda kadınları destekleyecekleri yönünde bildiri yayımlamak zorunda kaldı.